G-M9FD6FL93W

İmamoğlu’na verilen hapis cezasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ilk açıklama geldi….

Yayınlanma Tarihi : Google News

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mardin’de yaptığı toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için verilen kararla ilgili yaşanan süreci de değerlendirdi.

 

“YARIM ASIRLIK SİYASET HAYATIMIZIN HER GÜNÜNÜ BU GÜNDEMLE BU MÜCADELEYLE GEÇİRDİK”

Ben sizi Allah için seviyorum. Yaradandan ötürü seviyorum. Bizi birbirimizden ayıramayacaklar. Biz Türkü ile Kürdü ile Lazı ile Çerkezi ile Arabı ile biriz, beraberiz, kardeşiz ve Rabbimiz bu birliğimizi daim kılsın.

Kim ne derse desin bizim gündemimizde eser var, hizmet var, yatırım var, proje var, huzur var, güven var, umut var, vizyon var. Muhalefette ne var? Tam takır. Yaklaşık yarım asırlık siyasi hayatımızın her gününü bu gündemle bu mücadeleyle geçirdik.

Vesayetin karşısına dikilirken de, darbecilere meydan okurken de, küresel siyasi ve ekonomik tetikçilere de eyvallah etmezken de sadece Allah’a güvendik, sadece millete yaslandık. Gücümüzü sizden aldık.

“YALAN, İFTİRA, ÇARPITMA”

Söylediğimiz her sözde, attığımız her adımda, hayata geçirdiğimiz her programda samimiydik çünkü arkamızda siz vardınız, milletimize güveniyorduk. Eksiklerimiz, hatalarım da belki vardı. Ama biz bunların hepsini telafi ettik aştık. Yaptıklarımız veya yapmadıklarımızla ülkemize milletimize zarar vermedik. Karşımızda da hep eser ve hizmet siyasetinde rakipler görmek istedik. Eskiden bu kıratta rakiplerle karşılaştığımız oluyordu. Maalesef uzunca bir süredir tek parti faşizmi artığı bir zihniyetin temsilcileri durumundaki tiplerle muhatabız. Ülkeye ve millete hizmet adına köken ve meşreb istismarı dışında hiçbir müktesepleri olmayan bu karikatür tiplerin tek malzemesi yalan, iftira, çarpıtmadır.

EKREM İMAMOĞLU’NA VERİLEN HAPİS CEZASI

Şimdi son günlerde bir mahkeme kararı üzerinden kopantılan fırtınanın gerisinde aynı faşist zihniyet var. Aslında bu tartışmanın ne bizimle, ne şahsımla, ne milletimizle bir ilgisi yok. Çünkü konu bir şahsın hakimlere hakaret ettiği iddiası ile aldığı mahkumiyet kararından ibarettir. Ortada ne bir siyasi tartışma, ne bir fikir kavgası, ne bir hizmet mücadelesi mevcuttur. Mahkeme kararının açıklanmasının ardından söylenenlere, yazılıp çizilenlere baktığımızda bir taraftan gülüyor, bir taraftan üzülüyoruz.

Yalan yanlış bir sürü lafın nasıl iddialı ve emin bir şekilde ifade edildiğini gördükçe gülüyoruz. Birilerinin kendi iç kavgalarını bizans vari taht oyunlarını bizim üzerimizden yürütmenin peşinde koşduğunu gördükçe de üzülüyoruz. Halbuki karşımızdaki tablo gayet nettir. Anayasanın 138. maddesine göre; hakimler görevlerini bağımsız olarak kanuna ve hukuka uygun şekilde yaparlar. Ben söylemiyorum, anayasanın 138. maddesi söylüyor. Her zaman söylediğimiz gibi, mahkemelerin verdiği her kararı beğenmek mecburiyetinde değiliz.

Bizim de eleştirdiğimiz hem de en sert şekilde eleştirdiğimiz pek çok mahkeme kararı da olmuştur. Ama bu kimseye hakimlere hakaret etme, mahkeme kararlarını tanımama hakkı vermez. Bizim demokrasiye ve siyasetin meşru yöntemlerle yapılmasına olan bağlılığımızı kimse sorgulayamaz.

Hayatımız yasaklarla mücadele ile geçti. Çözümü daima millette bulduk. Milli iradede bulduk. Milli iradenin gücünün dışında hiç bir yerde çözüm aramadık. Bugün de yaklaşan seçimler için kendimize milletin önünde vizyonlarımızı, programlarımızı, projelerimizi yarıştırabileceğimiz bir rakip arıyoruz. Cumhur İttifakı olarak aylardır bunun çağrısını yapıyoruz. Buna karşılık kendilerine 6’lı masa diyen ama yanındaki yöresindekilerle kaç tane oldukları belirsiz olan muhalefet cenahı karşımıza bir isim çıkartamadı.