reklam
reklam
blank
ismail çölkesenTÜM YAZILARI

Makamlar yükseldikçe gönül nasıl alçalır?

Yayınlanma Tarihi : Google News
Makamlar yükseldikçe gönül nasıl alçalır?
reklam

“Sıra dışı” Vali’den “Sıra dışı” Uygulama

Bazı insanları para, bazı insanları şan-şöhret, bazı insanları da sahip oldukları makamlar değiştirir?
Ama istisnalar kaideyi elbette bozmaz.
O kaideyi bozmayanlar özel insanlardır.
Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında yaşamış bir din adamı olan Şeyh Edebali
ne güzel demiş;
Makam insana şeref verirse, makamı elden giden insan “şerefsiz” kalır…
İnsan makama şeref verirse, makamı gitse de bıraktığı “şeref” kalır…
Kumaşı sağlam asil insanlar hangi makam ve mevkide olursa olsun değişmezler, asaletlerinden ve kişiliklerimden taviz vermezler.
Çünkü insanlar mevkiden dolayı yücelmez.
Yücelme ; insanın halka verdiği hizmetin kalitesiyle paralel değer kazanır…
Hiç hak etmediği halde hasbelkader önemli makamlara gelen ya da bir şekilde parayı bulan insanlar ise “ne oldum delisi”, halk arasındaki ifadesiyle de “buldumcuk” olur çıkar.
Psikologlar bu tür insanları “bozuk karakter”, “kişilik bozukluğu” olarak tanımlıyor.
Özetle söylemek gerekirse: Bence omurgası sağlam olanları hiçbir şey bozmaz.
Yani bütün mesele omurga meselesi, maya meselesidir.
Bu tür insanları günlük hayatımızda yaşayarak görüyor, öğreniyor ve bazılarını iğrenerek izliyoruz.
Ama bakın Şanlıurfa’nın sıra dışı Valisi Salih Ayhan beye.
Şehrimize atandığı günden beri canla başla sahada halkın nabzını tutup, beklentileri yerinde ve birinci ağızdan dinlediği kadar Valilik makamındaki açık kapısı, adaleti ve hoşgörüsü ile gönüllerde taht kuruyor.
Bazı Valiler vardır yanına salavat çekerek yaklaşırsınız.
Asık suratları, vurdulu kırdılı tavırları, “her şeyi ben bilirim” edaları ile ne kadar itici olduklarının farkına bile varmazlar.
Ama Salih Ayhan bey öyle mi?
Her kim olursa olsun onunla görüşmesi hiç zor değil.
Başta Özel Kalem Müdürü Himmet Taşpınar olmak üzere kendisini ziyarete gelenlerle birebir muhatap olanlar tıpkı Vali bey gibi mütevazı, adaletli ve kelimenin tam anlamıyla adam gibi adamlardan oluşuyor.
Çünkü, akıllı insanlar ekibini iyi kuran insanlardır.
Her zaman derim; ekip bir insanı vezir de eder rezil de eder.
Siz ne kadar hassas olursanız olun ekibinizin yaptığı bir hata sizin yaptığınız tüm güzellikleri alır götürür.
Bu nedenle Vali beyin en yakınındaki kadrolar da en az kendisi kadar halka adam gibi davranıyor.
Kapıdan giren her kim olursa olsun nezaketle karşılanıyor, ikramları yapılıyor, birebir Vali bey ile görüştürülüyor.
Görüştürülmekle kalınmıyor, ilettikleri her konunun takipçisi olunuyor ve vatandaşların iletişim kayıtları alınarak kendilerine bilgi veriliyor.
Kaygusuz Vizeli Alâeddin diyor ki: “Gönül evi, Hak evidir. Gel gönüle, gir gönüle. Şu fani hayatta en kıymetli şey nedir? deseler, bir gönüle girebilmektir derim” diyor.
Ne kadar anlamlı bir söz öyle değil mi?
“Gönüle girmek” deyip geçmeyin.
Bazı karakter yoksunları paralarıyla herşeye sahip olacaklarını sanırlar ama sahip olunmayacak tek şeyin “gönül” olduğunun farkına varmazlar.
Ne zaman farkına varırlar biliyor musunuz? Parayı, şanı, şöhreti kaybettiklerinde,bir gönülde olmaya muhtaç kaldıklarında anlarlar.
Demem o ki: Şeref, onur, haysiyet ve hepsinden önemlisi adam gibi adam olmak; makam, para ve şöhrette değil, karşındaki her kim olursa olsun değer vermekle, mütevazı olmakla, dürüst olmakla, adaletli olmakla ve de halka hizmeti şiar edinip, yaratılanı yaratandan ötürü sevmekle olur.
Ne demiş büyüklerimiz: makamın yükseldikçe gönlün alçalsın.
İşte makam yükseldikçe gönlün nasıl alçalabildiğini bize yaşatarak gösteren, bütün bu güzellikleri Peygamberler şehrimize getiren Valimize şükranlarımı sunuyorum. Gönül alan yüreğiniz var olsun.
Yazımı Mevlana’nın “Mutlu olmak istiyorsan gururu bırak, gönül almaya bak” sözüyle bitirmek istiyorum.

Kalın Sağlıcakla
İsmail ÇÖLKESEN

reklam